Atlas'ın bu ayki sayısında yer alan "Susuzlaştırma" başlıklı yazıyı okuyunca içimden birşeyler kopup gitti sanki. Biliyordum aslında sularımızın yavaş yavaş yok olduğunu daha doğrusu acımasızca yok edildiğini, fakat bazı yok etme girişimlerinin mahkeme kararıyla durdurulduğunu düşünüyordum . Ne yazık ki mahkeme kararına rağmen devam ediliyormuş.
Düşünsenize ülkemizin doğasını korumakla görevli olan Çevre ve Orman Bakanlığımız yüzlerce deremizin üzerine kurduğu barajla, verimli vadilerimizi sular altında bırakıyor bu yetmiyor birde derelerimizn suyunu satıyor. Şu an ülkemizin tüm derelerinin kullanım hakkının özel sektöre ait olduğunu biliyor musunuz? Özel sektör de istediği kullanıp dağımızı, ormanımızı, çiçeğimizi,sebzemizi,meyvemizi,suyumuzu dolayısyla da bizi yok ediyor maalesef.
Hangi birinden bahsedelim, Atlas'da yazdığına göre Karadeniz'de durum çok kötüymüş, müthiş bir katliam devam etmekteymiş ama ne bir yerde yazıyor ne de bu konuda tek kelime eden var. Bir tek Allionai ve Hasankeyf' den bahsediliyor. Onlar dışında Munzur vadisi, Fırtına deresi, İkizdere, Fındıklı deresi,Sultansazlığı,Gediz.... hepsini yok etmek için yürütülen çalışmalar devam ediyor. Eğer bu katliama seyirci kalırsak, tüm güzelliklerimizle beraber bizlerde mahvoluruz.
Bir çok vakıf, dernek ve oralarda yaşayan insanlar bu katliamla yıllardır mücadele ediyor. Bu mücadelede onlara bir şekilde destek vermek ve gelecek nesillere karşı sorumlu olduğumuzu unutmamak gerekir.
İlgili linkler;
http://www.derelerinkardesligi.com/
http://www.findiklidereleri.com/
http://www.vadimedokunmayin.com/
http://www.papartdereleri.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder