19 Mart 2009 Perşembe

Uykusuzluk

Ne kadar sinir bozucu bir durumdur değil mi?? Uyumak istersiniz ama her türlü yöntemi denemenize rağmen bir türlü uyuyamazsınız, saatin çalacağına yakın dalıverirsiniz ve birden zırrrr ( artık saat alarmları böyle değil gerçi..) diye bir ses ( ne iğrenç bir ses!! ). Sonra bütün gün uykusuz gözlerle, gün bitse de yatağıma kavuşsam diye saatinize bakar durusunuz. Ne stresli sıkıntılı geçer gün, bütün vücudunuz uyur adeta.

Bende zaman zaman uykusuzluk problemi yaşıyorum ama en sonunda bir çözüm buldum. Benim işime yaradı doğrusu.

- Bir fincan kaynamış su içerisine bir tutam papatya atılır, 3-4 dk demlenir. Yatmadan 1- 1,5 saat önce içilir.

17 Mart 2009 Salı

İşsizlik

Çalışmak istediği halde iş bulamayan, iş arayıp arayıp da bulamamış ve bu yüzden de iş aramaktan vazgeçmiş kişilere “işsiz” denir. İşsizliğin yol açtığı kişisel ve dolayısıyla toplumsal sorunlar çok önemli boyutlarda. Örnek vermek gerekirse, ülkemize gerçekçi gözlerle şöyle bir bakmak yeterli olacaktır sanırım. İşsiz insanın kaygıları ve güvensizliği onu intihara kadar götürebilecek boyutlara kadar varabiliyor maalesef. Ülkemizde de ekonomik nedenlerden ötürü intihar edenler, intihara teşebbüs edenler, çoluğunu çocuğunu öldürüp sonra bir kurşunda kedine sıkanlar, delirenlerle dolu. Maalesef ki bu durum ülkemizi yönetenlerin hiç mi hiç umurunda değil, onlara göre her şey güllük gülistanlık. Böyle giderse çok daha vahim olaylar yaşanacaktır.

Toplumsal ve ahlaki değerlerimizin yozlaşmasının, kutuplaşmaların, suç oranının artmasının, niteliklerinin de akıl almaz boyutlara ulaşmasının en büyük nedenlerinden biridir ekonomik sıkıntı. İş ve işçi bulma kurumu kuyrukları, itfaiyeci kuyruğu, maden işçiliği kuyruğu.... sıralandık bir dünya işsiz ordusu ard arda. Düşünmeyi sevmeyen milletim ekmek kavgasında, eli böğründe koştura dursun, ülke elden gidiyor haberi bile yok. Üç beş sadakaya kanıp, allah devletimize zeval vermesin deyip yaşamaya çalışıyor. Tarihte de yaşasın padişahımız deyip, su taşımış saraya, vakit çok geç olunca gelmiş aklı başına ama tam gelmiş ola ki şimdi bu topraklarda hala yaşıyoruz. Şu anda da aynı durumdayız, tarihte yaşananlardan hiçbir farkı yok. Bakalım ne zaman uyanacağız, tarihte olduğu gibi bu halkı uyandıracak birileri çıkabilecek mi?

Zor tabi böyle bir ihtimal. Dünya çok farklı bir dönemde farklı bir zaman yaşıyor. Korkarım birileri geleceğimizle ilgili hain planlar peşinde. Umarım kazılan kuyulara kuyuları kazanlar düşer.

6 Mart 2009 Cuma

Su

Bir haftadır yazı yazamıyorum, içim içimi yedi bu arada tabi. Ufak çaplı geçirdiğim bir grip, annemin de aynı şekilde grip olması ve okumuş olduğum güzel bir kitabı elimden düşüremeyişim (Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi- Ayfer Tunç ) sebebiyle de bir türlü bilgisayarın başına oturamadım. En nihayet buradayım.


Mart ayı geldi çattı. Bakalım kazma kürek yaktıracak mı bu sene. Umarım kar yağar da bütün mikroplar şöyle bir temizlenir. Evet mart ayı, dert ayı, kimin için? Bu ay Türkiye için çok önemli biliyorsunuz, nedeeen? yerel seçimler var ya, aylardır tek mevzumuz olan. Seçimleri kazanmak uğruna yapılanlara bakınca, gülsek mi ağlasak mı? Seçim kavgaları süre dursun, mart ayında yurdumuzun müstesna şehri İstanbul da iki önemli toplantı olacak. 5. Dünya Su Forumu (5.DSF) ve Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu (STHP)İstanbul da gerçekleşecek bir dizi etkinlik yapacaklar. STHP 15-22 Mart tarihleri arasında atölye, panel ve miting çağrısıyla 5. Dünya Su Forumunun amaçlarını kamuoyuna tanıtacak. 5.DSF ise 16-22 Mart tarihleri arasında Türk hükümeti ve dünya su konseyi tarafından düzenlenen, bir çok ülkeden siyasetçi ve de uzmanların katılacağı bir toplantı olacak. DSF nin gündeminde sularımızın ticarileşmesi, özelleştirilmesi ele alınacak, daha refah bir dünya için!!! Yani bu ne demek, ülkemizdeki su kaynakları satışa sunulacak. Hani şu kenarında soluklandığımız, bizim dediğimiz, bazen dertleştiğimiz nehirlerimiz, göllerimiz, hatta yer altı su kaynakları var ya onları. Düşünsenize, Fırat'ın, Dicle'nin, Asi'nin birilerinin malı olduğunu?? Ben düşünemiyorum, böyle bir çılgınlığı, kötülüğü hangi kendini bilmezler yapacak bu vatana. Sahip olduğumuz zenginlikleri doğru bir şekilde kullanıp, onlara zarar vermeden en üst düzeyde fayda sağlamak varken neden başkalarına satalım. Ne olacak o zaman ? parası olmayan suya ulaşamayacak. Düşünebiliyormusunuz, korkunç birşey bu. İşte STHP bu forumun amaçlarını halka duyurmayı ve birlik olup bu planların önüne geçebilmeyi amaçlıyor. Düzenleyecekleri etkinliklere katılarak daha fazla bilgi edinebilir ve bu planlara nasıl karşı durabiliriz onu öğrenebiliriz.