İlkokul ikinci sınıftan beri İstanbul'da yaşıyorum ve öğrencilik hayatım da dahil yollarda çok vaktim geçti. O kadar kalabalık bir şehir ki burası, mevcut toplu taşıma araçları maalesef yetmiyor, özellikle sabah ve akşamları balık istifi şeklinde yolculuk ediyor insanlar. Bir de artık günün her saati yaşanan trafik sıkışıklığı üstüne tuz biber oluyor. Bitmez bir çile bu, hem vaktimizi hem sağlığımızı etkiliyor ne yazık ki.
Hergün binlerce insan otobüs, metro, vapur, metrobüs, deniz otobüsü... bir sürü aracı kullanıyor ve bu araçlar gün içerisinde bir çok kaza atlatıyor, tehlike geçiriyor, kazaya sebep oluyor ama bunların arasında bana göre en tehlikelisi olan meşhur hatlı dolmuş minibüsler vardır bu şehirde. Bunlarla yapılan yolculukların insan bünyesini nasıl sarstığını sanırım tüm İstanbul'lular bilirler. Fakat bugün eve dönerken bindiğim Kadıköy-Kartal minibüsü çok çok başkaydı doğrusu. Şaşırdım kaldım. Ben hayatımda bu kadar kibar, nazik, düşünceli bir minibüs şoförü görmedim. İnanamadım, yüzümde anlamsız bir sırıtma sarsılmadan yolculuk etmenin tadını çıkardım sadece. Normalde, ya çok hızlı giderler ya da çok yavaş ve öyle bir fren yaparlar ki bir yere tutunmuyorsan eğer oradan oraya savrulabilir, insanların üzerlerine düşebilirsin, bir de kalabalık bir minibüs ise ve hala yolcu almaya devam ediyorsa vay haline!! ama bugün bunların hiç birisi olmadı. Şoförümüz, duracağını, kalkış yapacağını, kapıyı açacağını hep öncesinden söyledi. Yaşlı insanlar yerlerine oturana kadar kesinlikle hareket etmedi, ücreti aldığında ise teşekkür etti, müziğin rahatsız edip etmediğini sordu ( yüksek sesli olmamasına rağmen), yani inanılmayacak kadar kibar birisiydi. Teyzeler bol bol dua ve teşekkür ettiler inerken. Bende hayatımda ilk kez sinirlerim bozulmadan bir minibüs yolculuğu yapmış oldum ve mutlu mesut evime dönebildim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder